Kitabın Adı: Güneşi Uyandıralım
Kitabın Yazarı: Jose Mauro De Vasconcelos
Sayfa Sayısı: 272
Basımevi: Can Yayınları
Zeze için güneşi uyandırmak hiç de kolay olmuyor. Sevgili Zeze, hepimizin Şeker Portakalı'ndan tanıdığı afacan ve bir o kadar da duygusal çocuk.
Şeker Portakalı serisinin 2. kitabı Güneşi Uyandıralım; Zeze'nin ergen hallerinin anlatıldığı, yine bir hayalden diğerine koştuğu, komiklikten birazcık fazla hüznün ağır bastığı her yaştan insana hitap edebilecek kitaptır.
Zeze, okuyabilmesi için maddi durumu daha iyi olan bir ailenin yanına evlatlık olarak verilir. Her ne kadar iyi bir eğitim almasını isteseler de bazı baskılar ona ağır gelir.
Piyano öğrenmek istemez mesela. Sonuç ne mi olur? Yatılı okula gönderirler onu. Yatılı okulda kendini çok yalnız hisseder Zeze. Daha 11 yaşındadır ve sevgiye çok ihtiyaç duymaktadır.
Hayal dünyası kurtarır onu yalnızlığından. Zeze, Şeker Portakalında olduğu gibi hayalleriyle kendini mutlu etmeyi başaran bir çocuktur. Bir kurbağa icat eder, adanı da Adam koyar. Adam; Zeze gerçek sevgiyi bulana kadar yüreğinde durur, ona yoldaşlık eder. O kadar benimser ki onu, Adam yüreğini yiyip oraya yerleşir.
Adam'ın Zeze'nin hayatında çok önemli bir yeri var. Zeze'nin yüreğindeki umutların canlı kalması ve güneşi uyandırması konusunda ona yardım eder her zaman. Ne vakit umudunu kaybedecek olsa, dostça yol gösterir küçük afacana. Aşağıdaki kitaptan alıntı, ikisi arasındaki ilişkiyi özetler nitelikte.
''Her şeyi olgunlaştıran güneş, mısıra rengini veren ve nehrin sularını saydam kılan güneş. Güzel değil mi Zeze?
Güzel. Güneşsiz günleri sevmiyorum. Gelmesiyle gitmesi bir oldu mu seviyorum yağmuru. Uzun sürdü mü, her yanım küflenmiş gibi geliyor.
Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse, sen bir de ötekini düşün.
Nutkum tutulmuştu;
Hangi öteki güneşi Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek.
Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten.''
Yatılı okulda pek çok zorluk çeker, bir çok yaramazlığa da imza atar. Öğretmeni Papaz Fayolle; ona doğruları anlatır, anlayış gösterir, onu himaye eder ve öğretmenlerin bir çocuğun hayatında ne kadar önemli olabileceğini gösterir bize.
Zeze bu kitapta delikanlıdır artık ve ilk aşkına da şahit oluruz. Çocukça, masum bir sevgidir. Sevgiye aç yüreği bu sefer sevgili için çarpar.
Kısacası, ben Zeze'yi çok seviyorum ve onun dünyasına misafir olmak çok başkaydı. Fırtınada yerlere kadar eğilen; ancak kırılmadan fırtınayı savuşturabilen naif buğday başağı misali, hayata tutunma çabalarına şahit oldum.
Çocukların boyundan büyük acılar göğüslemesi çok acı... Hüzünlendim çoğu vakitler, ama okunası bir kitaptır.
Kitabın Yazarı: Jose Mauro De Vasconcelos
Sayfa Sayısı: 272
Basımevi: Can Yayınları
Zeze için güneşi uyandırmak hiç de kolay olmuyor. Sevgili Zeze, hepimizin Şeker Portakalı'ndan tanıdığı afacan ve bir o kadar da duygusal çocuk.
Şeker Portakalı serisinin 2. kitabı Güneşi Uyandıralım; Zeze'nin ergen hallerinin anlatıldığı, yine bir hayalden diğerine koştuğu, komiklikten birazcık fazla hüznün ağır bastığı her yaştan insana hitap edebilecek kitaptır.
Zeze, okuyabilmesi için maddi durumu daha iyi olan bir ailenin yanına evlatlık olarak verilir. Her ne kadar iyi bir eğitim almasını isteseler de bazı baskılar ona ağır gelir.
Piyano öğrenmek istemez mesela. Sonuç ne mi olur? Yatılı okula gönderirler onu. Yatılı okulda kendini çok yalnız hisseder Zeze. Daha 11 yaşındadır ve sevgiye çok ihtiyaç duymaktadır.
Hayal dünyası kurtarır onu yalnızlığından. Zeze, Şeker Portakalında olduğu gibi hayalleriyle kendini mutlu etmeyi başaran bir çocuktur. Bir kurbağa icat eder, adanı da Adam koyar. Adam; Zeze gerçek sevgiyi bulana kadar yüreğinde durur, ona yoldaşlık eder. O kadar benimser ki onu, Adam yüreğini yiyip oraya yerleşir.
Adam'ın Zeze'nin hayatında çok önemli bir yeri var. Zeze'nin yüreğindeki umutların canlı kalması ve güneşi uyandırması konusunda ona yardım eder her zaman. Ne vakit umudunu kaybedecek olsa, dostça yol gösterir küçük afacana. Aşağıdaki kitaptan alıntı, ikisi arasındaki ilişkiyi özetler nitelikte.
''Her şeyi olgunlaştıran güneş, mısıra rengini veren ve nehrin sularını saydam kılan güneş. Güzel değil mi Zeze?
Güzel. Güneşsiz günleri sevmiyorum. Gelmesiyle gitmesi bir oldu mu seviyorum yağmuru. Uzun sürdü mü, her yanım küflenmiş gibi geliyor.
Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse, sen bir de ötekini düşün.
Nutkum tutulmuştu;
Hangi öteki güneşi Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek.
Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten.''
Yatılı okulda pek çok zorluk çeker, bir çok yaramazlığa da imza atar. Öğretmeni Papaz Fayolle; ona doğruları anlatır, anlayış gösterir, onu himaye eder ve öğretmenlerin bir çocuğun hayatında ne kadar önemli olabileceğini gösterir bize.
Zeze bu kitapta delikanlıdır artık ve ilk aşkına da şahit oluruz. Çocukça, masum bir sevgidir. Sevgiye aç yüreği bu sefer sevgili için çarpar.
Kısacası, ben Zeze'yi çok seviyorum ve onun dünyasına misafir olmak çok başkaydı. Fırtınada yerlere kadar eğilen; ancak kırılmadan fırtınayı savuşturabilen naif buğday başağı misali, hayata tutunma çabalarına şahit oldum.
Çocukların boyundan büyük acılar göğüslemesi çok acı... Hüzünlendim çoğu vakitler, ama okunası bir kitaptır.
Yorumlar
Yorum Gönder