Kitabın Adı: Kelebek
Yazarı: Anna Milbourne
Sayfa Sayısı: 24
Yayınevi: Tubitak Yayınları
Kelebek; tırtılın kelebek olma yolculuğunda geçirdiği evreleri, dönüşüm ve değişimi doğanın her ayrıntısını merak eden sevgili çocuklarımıza anlatmak, sevdirmek misyonunu yüklenmiş.
Kitabı bir solukta okuduk hatta kızım hızını alamayıp birkaç kez de resimlerine bakıp kendi okumaya çalıştı. Resimler o kadar canlı ve açıklamalara uygun çizilmiş ki okumayı bilmeyen çocuklar dahi resimlere bakarak kitapta anlatılanları anlayabilir.
''Biraz ileride çizgili küçük bir tırtıl var. Bütün gün ne yaptı dersiniz? '' sonraki sayfaya geçmeden soru cevaplanmaya çalışılırsa sanırım daha istifadeye açık bir okuma olacaktır.
Zaten küçük yaş grubu çocuklara kitap okurken ara vermeden okumanız, sıkılmalarına sebep olacaktır. Biraz oyunlaştırmak, sevimli hale getirmek, etkileşimi arttırmak gerekiyor.
''Bir gün tırtıl yemeyi bırakıyor. Belki de doydu. Bir yaprağın altına kıvrılıp derin bir uykuya dalıyor. Derisi yavaş yavaş parlak bir kılıfa dönüşüyor. Orada öyle sessizce, hiç kımıldamadan asılı duruyor. Hem de uzunca bir süre.''
Tırtılın kozaya girdiği ve orada geçirdiği zaman bu cümlelerle anlatılmış. Oldukça sade ve anlaşılır...
''Sonra birden içerde bir şey kıpırdanmaya başlıyor. Kılıfı yırtana kadar kıpır kıpır kıpırdıyor ve sonunda yavaşça dışarı çıkıyor. Çizgili tırtıl güzel bir kelebeğe dönüşmüş. Sıcak güneş ışığının altında parlak renkli yeni kanatlarını gerip açıyor.''
Bu sevimli hayvancıkların yaşam evrelerini öğrenmek çocuklar için epey ilgi çekici. Etrafında uçuşan kelebeklerin tırtılın birkaç evre geçirdikten sonraki hali olduğunu, çevirdiğimiz her sayfada biraz daha kavrıyoruz.
''Zamanı geldiğinde kelebek dikkatle yumurta bırakmaya başlıyor. Her biri sanki birer inci tanesi.''
Kitabın en dikkat çekici cümlelerinden biri, yukarıdaki cümleydi diyebilirim. Yaşam döngüsü içinde bir zamanlar tırtılken yetişkin hale gelen kelebek, bu kez kendi yumurta bırakmaya başladı. Sonrası malum... Yeni yavrular, dönüşmeyi sabırla bekleyen tırtıllar...
Tırtılın kelebeğe dönüşme hikayesi çocuğa sabrı anlatmamız için biçilmiş kaftan. ''Ama anne ben o kadar bekleyemem ki!'' diye başlayan cümlelerin sabırla yoğrulması için meğer kelebeğe ihtiyacımız varmış:)
Şimdi bunları yazarken kitabı tekrar okuyup ona hatırlattıktan sonra, bu konuda tiyatro yapma fikrini ortaya atacağım. Kızım çocuk tiyatrolarının müdavimi; sürünen tırtıllar, uçan kelebekler, birkaç yerinden ısırılmış yapraklarla anlatacaktır kitabı diye tahmin ediyorum.
Biz kitaba bayıldık, umarım siz de okursunuz.
Yazarı: Anna Milbourne
Sayfa Sayısı: 24
Yayınevi: Tubitak Yayınları
Kelebek; tırtılın kelebek olma yolculuğunda geçirdiği evreleri, dönüşüm ve değişimi doğanın her ayrıntısını merak eden sevgili çocuklarımıza anlatmak, sevdirmek misyonunu yüklenmiş.
Kitabı bir solukta okuduk hatta kızım hızını alamayıp birkaç kez de resimlerine bakıp kendi okumaya çalıştı. Resimler o kadar canlı ve açıklamalara uygun çizilmiş ki okumayı bilmeyen çocuklar dahi resimlere bakarak kitapta anlatılanları anlayabilir.
''Biraz ileride çizgili küçük bir tırtıl var. Bütün gün ne yaptı dersiniz? '' sonraki sayfaya geçmeden soru cevaplanmaya çalışılırsa sanırım daha istifadeye açık bir okuma olacaktır.
Zaten küçük yaş grubu çocuklara kitap okurken ara vermeden okumanız, sıkılmalarına sebep olacaktır. Biraz oyunlaştırmak, sevimli hale getirmek, etkileşimi arttırmak gerekiyor.
''Bir gün tırtıl yemeyi bırakıyor. Belki de doydu. Bir yaprağın altına kıvrılıp derin bir uykuya dalıyor. Derisi yavaş yavaş parlak bir kılıfa dönüşüyor. Orada öyle sessizce, hiç kımıldamadan asılı duruyor. Hem de uzunca bir süre.''
Tırtılın kozaya girdiği ve orada geçirdiği zaman bu cümlelerle anlatılmış. Oldukça sade ve anlaşılır...
''Sonra birden içerde bir şey kıpırdanmaya başlıyor. Kılıfı yırtana kadar kıpır kıpır kıpırdıyor ve sonunda yavaşça dışarı çıkıyor. Çizgili tırtıl güzel bir kelebeğe dönüşmüş. Sıcak güneş ışığının altında parlak renkli yeni kanatlarını gerip açıyor.''
Bu sevimli hayvancıkların yaşam evrelerini öğrenmek çocuklar için epey ilgi çekici. Etrafında uçuşan kelebeklerin tırtılın birkaç evre geçirdikten sonraki hali olduğunu, çevirdiğimiz her sayfada biraz daha kavrıyoruz.
''Zamanı geldiğinde kelebek dikkatle yumurta bırakmaya başlıyor. Her biri sanki birer inci tanesi.''
Kitabın en dikkat çekici cümlelerinden biri, yukarıdaki cümleydi diyebilirim. Yaşam döngüsü içinde bir zamanlar tırtılken yetişkin hale gelen kelebek, bu kez kendi yumurta bırakmaya başladı. Sonrası malum... Yeni yavrular, dönüşmeyi sabırla bekleyen tırtıllar...
Tırtılın kelebeğe dönüşme hikayesi çocuğa sabrı anlatmamız için biçilmiş kaftan. ''Ama anne ben o kadar bekleyemem ki!'' diye başlayan cümlelerin sabırla yoğrulması için meğer kelebeğe ihtiyacımız varmış:)
Şimdi bunları yazarken kitabı tekrar okuyup ona hatırlattıktan sonra, bu konuda tiyatro yapma fikrini ortaya atacağım. Kızım çocuk tiyatrolarının müdavimi; sürünen tırtıllar, uçan kelebekler, birkaç yerinden ısırılmış yapraklarla anlatacaktır kitabı diye tahmin ediyorum.
Biz kitaba bayıldık, umarım siz de okursunuz.
Yorumlar
Yorum Gönder